Sürdürülebilirlik ve Renkler
Doğadan alınan ilhamların ve duygusal deneyimlerin konsept tasarımlara yansıması radarımıza girmiş durumda. FIAT’ın gri renk arabayı üretimden çekmesiyle sürdürülebilirlik üzerine dikkatler çekildi.
FIAT artık araç gövde renklerinde İtalya’nın denizi, güneşi, gökyüzü ve toprağından ilham alacağını açıklamış. Neşe ve mutluluk temasının ön planda olacağını söylüyor.
Gri ve gümüş rengin “hype” olduğu dönemler geçirdik. Robotlar dünyayı ele geçirecek korkusuyla yaşayıp sadece el robotu kullanabildiğimiz “ben çelik — arçelik” dönemleri. Sevilen bir renkti gri. Doğadan değil metalden ve alternatif dünyadan ilham alınıyordu.
Parlayan gümüş henüz kirli havayı ve endüstrinin dumanını bize hatırlatmıyordu.
Şimdi ise gökyüzünü, denizi, güneşi, hatta yani doğadaki duygunun tasarım kararlarını etkilediğini görüyoruz. Kayıpların veya özlenenlerin tasarıma yansıması ve hayata daha fazla katılmasını ilgi çekici. Metaverse ile hayatımıza giren mor renkler, neon yeşiller doğa ile birleştiğinde büyüleyici bir palet olacaktır muhakkak.
Ancak “gri rengin ne suçu var?” Kirlettiğimiz dünyanın değil de, gri rengin günah keçisi olması şaşırtıcı.
Sabah işe giderken radyo eksen — açık gaste dinleyenler Dünya’nın onarılma eşiğini çoktan geçtiğini ve kurtarmanın uzaydan gelen bir inovasyon olmadıkça mümkün olmadığı araştırmaları çokça dinlemiştir.
Sürdürülebilirlik, çevrecilik, karbon salınımı derken var olan “DOĞAL” dünyayı kaybetmeme içgüdüsüyle daha sıkı sarıldığımız, sarıldıkça daha da bozduğumuz ayarları farklı zeminlerde düzeltmeye çalışabiliriz.
Dilerim İtalya’nın ve Akdeniz’in o güzel renkleri kullandığımız tüm ürünlere doyasıya yansır.
O güne dek, güle güle gri renk. Sana değil de kirli havaya bu kırgınlık.